Neyle Haşr Olursan Onunla Neşr Olursun: Bilimsel Bir Mercekten Hayatın Yansımaları
Bilimsel merak, insanı günlük sözlere farklı gözlerle bakmaya davet eder. “Neyle haşr olursan onunla neşr olursun” ifadesi de tam böyle bir söz. Kulağa mistik bir öğüt gibi geliyor olabilir; ama aslında davranışlarımız, alışkanlıklarımız ve sosyal çevremiz hakkında bilimsel araştırmalarla da desteklenen bir gerçeği işaret ediyor. Gelin birlikte inceleyelim: Bu söz, psikolojiden nörobilime, sosyolojiden kişisel gelişime kadar hangi alanlarda karşılık buluyor?
—
Haşr ve Neşr: Kavramsal Kökeni
Sözün kökeninde iki önemli kelime var:
Haşr, birlikte bulunma, bir arada yaşama, temas halinde olma.
Neşr, açığa çıkma, yayılma, sergilenme.
Yani, hangi şeylerle iç içe olursak, bir süre sonra biz de onunla benzer özellikler taşır, onunla birlikte görünür hale geliriz. Peki bilim bu fikri nasıl doğruluyor?
—
Psikolojiden Kanıtlar: Çevrenin Gücü
Sosyal Öğrenme Teorisi
Albert Bandura’nın sosyal öğrenme teorisi, insanların sadece kendi deneyimlerinden değil, başkalarının davranışlarını gözlemleyerek de öğrendiğini söyler. Eğer sürekli pozitif, üretken ve meraklı insanlarla vakit geçirirseniz, onların alışkanlıkları sizde de davranışa dönüşür. Tersi de geçerlidir: Negatif çevre, olumsuz düşünce biçimlerini hızla bulaştırır. Bu, “neyle haşr olursan…” kısmının psikolojik karşılığıdır.
Alışkanlıkların Yayılması
2007’de Nicholas Christakis ve James Fowler’ın yaptığı ünlü araştırma, obezitenin sosyal ağlar üzerinden yayıldığını gösterdi. Arkadaşlarınız kilo aldığında sizin de kilo alma ihtimaliniz artıyor. Bu sadece kilo için değil; sigara, mutluluk, hatta boşanma oranları için de geçerli. İnsanlar birbirlerine düşündüklerinden çok daha fazla “bulaşıyor.”
—
Nörobilim Perspektifi: Beynin Ayna Nöronları
Ayna Nöronların Rolü
1990’larda keşfedilen ayna nöronlar, başkasının yaptığı davranışı gözlemlediğimizde kendi beynimizde de aynı sinirsel aktivitenin canlanmasını sağlar. Birinin gülümsemesine karşılık istemsizce gülümsememiz, bu mekanizmanın ürünüdür. Dolayısıyla hangi duygu ve davranışlarla haşr olursak, beynimizde onların nöral izleri oluşur ve biz de benzer şekilde “neşr” oluruz.
Plastisite ve Alışkanlık
Beynin plastisitesi, yani değişebilirliği, sürekli temas halinde olduğumuz şeylerin bizi fiziksel olarak da dönüştürdüğünü ortaya koyar. Müzik yapan birinin beyninde müzikle ilgili bölgeler güçlenir; stresli ortamlarda yaşayan birinin beyninde kaygı merkezleri daha aktif hale gelir.
—
Sosyoloji ve Kültürel Etkiler
Normlar ve Kültürel Yayılım
Toplumsal normlar, bireyin davranışlarını şekillendirir. Çalışkan bir toplumda tembellik zorlaşırken, kayıtsız bir çevrede motivasyon azalır. Yani “neyin içine karışırsan, onunla şekillenirsin.” Bu sadece birey için değil, toplumlar için de geçerli. Bir toplum hangi değerlerle haşr olursa, tarih sahnesinde onunla neşr olur.
Dijital Çağda Haşr ve Neşr
Bugün “haşr” kavramını yalnızca fiziksel yakınlıkla sınırlamak hata olur. Sosyal medyada takip ettiğimiz hesaplar, izlediğimiz videolar, katıldığımız dijital topluluklar da bizi şekillendiriyor. Negatif içeriklerle sürekli haşr olan bir zihin, zamanla umutsuzluk ve öfke ile neşr oluyor. Pozitif bilimsel içeriklerle haşr olan ise merak, öğrenme ve keşif duygusuyla parlıyor.
—
Merak Uyandıran Sorular
Günlük yaşamınızda en çok kimlerle ve hangi içeriklerle “haşr” oluyorsunuz?
Sosyal çevreniz ve tükettiğiniz içerikler, farkında olmadan sizi nasıl dönüştürüyor?
Eğer hayatınızı değiştirmek istiyorsanız, önce hangi ilişkileri ve ortamları gözden geçirmeniz gerekir?
—
Sonuç: Haşr ve Neşr’in Evrensel Yasası
“Neyle haşr olursan onunla neşr olursun” ifadesi, sadece ahlaki ya da dini bir öğüt değil; psikolojiden nörobilime, sosyolojiden kültürel çalışmalara kadar bilimsel gerçekliklerle doğrulanmış bir ilke. İnsan, çevresinin ürünü değil; ama çevresinden derinlemesine etkilenen bir varlık.
Kendinize şu soruyu sorun: Bugün hangi düşüncelerle, hangi insanlarla, hangi içeriklerle haşr oluyorsunuz? Çünkü yarın, tam da onlarla birlikte neşr olacaksınız.